Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Hedefimiz yeni bir anayasa
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Hedefimiz daha yeni anayasa, katılımcı, sivil, demokrat bir anayasa. Bunu da eğer bir uzlaşma sağlanırsa inşallah 28. Dönem parlamentosunda hayata geçirmek nasip olur.” dedi.
Çeşitli programlar kapsamında Rize’de bulunan Bakan Tunç, Valiliği ziyaret ederek Vali İhsan Selim Baydaş’tan çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Ardından Rize Adliyesi’ne geçen Tunç, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Patlak ve Baro Başkanı Ümit Peçe ile görüştü.
Atatürk Caddesi’nde esnafı ziyaret eden Tunç, AK Parti Gençlik Kolları üyeleriyle trafikteki vatandaşlara iftarlık ikram etti.
Bakan Tunç, daha sonra Rize Öğretmenevi’nde Valilik ve Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iftar programına katıldı.
Tunç, burada yaptığı konuşmada, hükümetleri döneminde kentin adalet alanında yaklaşık 2,5 milyar liralık yatırım aldığını belirterek, şehircilik anlamında gelişen Rize’de kentsel dönüşümle güzel yatırımlar yapıldığını söyledi.
Hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi anlamında 22 yıldan bu yana büyük mesafeler katedildiğini vurgulayan Tunç, “550 bin metrekare kapalı alanı vardı tüm yargı teşkilatımızın, müstakil adliye olarak, bütün Türkiye geneli, bundan 22 yıl önce. Şimdi sadece Ankara Adliyesi 600 bin metrekare, inşaatına başladığımız. Dolayısıyla nereden nereye gelmişiz, şu anda 6,5 milyon metrekare kapalı alana ulaşmış durumdayız.” diye konuştu.
Bakan Tunç, fiziki mekanlar, teknolojik imkanların yanı sıra hakim savcıların kürsüde uygulamak durumunda olduğu mevzuatın geliştirilmesi konusunda da çok önemli mesafe aldıklarının altını çizerek şöyle devam etti:
“Türkiye Büyük Millet Meclisimiz son 22 yılda yoğun çalıştı. Yine en son seçim nedeniyle Meclis ara vermeden önce 8. yargı paketini hayata geçirdi. Bakın yıllardır konuştuğumuz temyiz süreleri, istinaf süreleri, farklı mahkemelerde 7 gün olan vardı, 8 gün olan vardı, 15 gün olan vardı, iki hafta olan vardı. Bunların artık hepsi tarihe karıştı. Eski alışkanlıklardan kurtulmak için çabalıyoruz. Daha pratik, sadeleştirme nasıl olmalı, daha çabuk nasıl sonuca ulaşabiliriz, hızlı kararı nasıl verebiliriz, adaletin gecikmeden tesisini nasıl sağlayabiliriz, bu konuda Meclisimiz, Bakanlığımız bunları yaparken yargıdan gelen seslere kulak veriyor.”
“En modern, çağdaş kanunlarla yolumuza devam ediyoruz”
Mevzuatın iyileştirilmesi konusunda önemli mesafeler aldıklarını anlatan Tunç, “Bizim meslekte olduğumuz, avukatlık yaptığımız yıllardaki kanunlar, 80 yıllık uygulanan kanunlar artık hepsi geride kaldı. Şimdi en modern, çağdaş kanunlarla yolumuza devam ediyoruz. Onlarda da değişiklik ihtiyaçları oluyor. Zaman içerisinde uygulamadan gelen taleplerle, vatandaştan gelen taleplerle onlarda da değişiklik ihtiyacı söz konusu oluyor.” ifadesini kullandı.
Tunç, hukuk sistemini güçlendiren sessiz devrimlere imza attıklarına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hukuk devleti niteliğimizi güçlendiren önemli reformlara imza attık. Yani biz bir darbe anayasası ile yönetiliyoruz. 82 Anayasası darbecilerin yazdırdığı bir anayasa ve bu anayasamızda devletin kurumları, Milli Güvenlik Kurulundan Yüksek Askeri Şuraya varıncaya kadar, Hakimler Savcılar Kurulundan Anayasa Mahkemesine varıncaya kadar, tüm bu kurumlar özellikle vesayetçi anlayışın, darbeci anlayışın kurguladığı ve her an bir sıkıntıya yol açabilecek, demokraside kesintiye yol açabilecek, birtakım sorunlara yol açabilecek yapısal kurumlardı. Tüm bunların yapısını hukuk devleti ilkesine uygun hale getirerek ülkemizin, devletimizin hukuk devleti niteliğini güçlendirdik, anayasamızda yaptığımız değişikliklerle. Tabii hedefimiz daha yeni anayasa, katılımcı, sivil, demokrat bir anayasa. Bunu da inşallah eğer bir uzlaşma sağlanırsa inşallah 28. Dönem parlamentosunda hayata geçirmek nasip olur.”
Adalet personelinin sayısını artırdıklarına dikkati çeken Tunç, hakim ve savcıların 9 binden 24 bine çıkarıldığını söyledi.
Gelişen teknoloji, yeni suç tipleri ve değişimin yeni ihtiyaçları ortaya çıkardığını belirten Tunç, şunları kaydetti:
“200 bine yakın bir kadroyla ülkemizde adaletin tecellisi noktasında, yargıya güveni sağlama noktasında hep beraber gayret gösteriyoruz. Yeni dönemde artık hakim ve savcılarımızın özellikle mesleğe kabul edilmeden önce kürsüye daha güçlü ve donanımlı çıkmaları ile ilgili tedbirler ve yasal düzenleme yapmıştık. 2024 yılından itibaren uygulamaları başladı. Hakim savcı yardımcılığı sistemine geçtik. Hakim savcı adaylığı sistemini kaldırdık. 2 yıl süren adaylık yerine artık 3 yıl süren hakim savcı yardımcılığı. Bunun bir yılı Adalet Akademisi’nde eğitim, 2 yılı da tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta çırak ilişkisi içerisinde geçecek olan uygulama. Dolayısıyla o 3 yıllık süre kürsüye çıkmadan önce kardeşlerimizin daha donanımlı hale gelmelerini sağlayacak. Tabii kürsüde görev aldıktan sonra da 1. sınıfa yükselebilmesi için de Adalet Akademisi’nde muhtelif zamanlarda eğitime katılması kuralını getirdik.”
Tunç, hukuk fakültelerinin önemine değinerek, “Hukuk fakültesini bitiren kardeşlerimizin hakim, savcı yardımcısı sınavına girmeden önce ya da avukatlık stajına başlamadan önce de bir ön elemeden geçmesi ile ilgili mesleklerine giriş sınavını uygulamaya koyuyoruz. 2024’ün yarısından itibaren senede iki kere bu sınavı yaparak özellikle hem avukat meslektaşlarımızın hem de hakim ve savcılarımızın sınavlardan önce, stajlardan önce bir ön elemeden geçmesi ve daha donanımlı hale gelmeleri noktasında çabalıyoruz.” diye konuştu.
Teftiş kurullarını önemsediklerini dile getiren Tunç, “Teftişi daha sıklıkla yapmak durumundayız. Uzun süren yargılamaları biliyoruz. Bu noktadaki gayretinizi biliyoruz, bu gayretinize karşılık biz de acaba uygulamaya yönelik nasıl faydalı olabiliriz, Bakanlık olarak hangi çözümleri bulabiliriz, tüm bunların çalışmasını yapmanın gayreti içerisindeyiz. Hep beraber vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya taşımanın gayreti içerisindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Milletimiz en doğru kararı verecektir”
Bakan Tunç, Türkiye’nin seçim sürecinde olduğunu dile getirerek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Milletimiz en doğru kararı verecektir. Rize’mizde, ülkemizin her tarafında vatandaşlarımız illerinin, ilçelerinin en güzel şekilde yönetilmesi, o şehirlerin daha müreffeh hale getirilmesi noktasındaki kararlılıklarını da göstereceklerdir. Biz milletimize her zaman güvendik ve güvenmeye de devam ediyoruz. Ne yapsak onlar için azdır. Çünkü onlar sayesinde ülkemiz 22 yıldan bu yana hem fiziki kalkınmasını çok ileriye taşıdı hem de demokrasinin standartlarının yükseltilmesi noktasında çok büyük mesafeler aldık ve dış tehditlere karşı da savunma sanayiinde, bağımsız enerjide, bağımsız ekonomide, bağımsız bir ülke olarak inşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasını gençlerimizin omuzunda yükseltmeye devam edeceğiz.”